Osmanlı Saray Halıları
Tezgahtan Saraya: Osmanlı Saray Halıları
Halı Türk toplulukları için her zaman büyük öneme sahip olmuştur. Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda saraya bağlı teşkilat ve atölyeler tarafından halı dokunmuştur. Arşiv belgelerinden anlaşıldığı üzere Osmanlı Dönemi’nde sanatsal faaliyetlerin yürütüldüğü Ehl-i Hıref teşkilatı ile birlikte halı dokuyanlar cemaati yani Cemâat-i Kalîçe Bâfân-ı Hâssa örgütü bulunmaktadır. Bu teşkilatın çalışmaları 16.yy sonuna kadar devam etmiştir. Ancak burası için çalışan ustaların özel atölyelerde ince işçilikle saray için çalıştıkları anlaşılmaktadır. Ehl-i Hıref teşkilatına kayıtlı olan halı ustaları Fatih Sultan Mehmet, II.Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerine ait usta isimlerini, aldıkları ücretleri kaydetmiştir. Bununla birlikte teşkilatın en önemli özelliği özel atölyelere ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerine verdiği siparişlerde motiflerin nasıl olacağını, boyutunu ve renklerini belirtirdi. Arşivlerde yer alan fermanlardan öğrenilmektedir.
17.yy’da sarayda halı üretimi iyice düşmüş en son Sultan Ahmet Camii için halı dokunmuştur. Bu halılarda Osmanlı sanatının klasik üslubu olan rumi motifleri ve helezon dallar üzerine yerleştirilmiş stilize (hatayi, penç, gonca gül), yarı stilize (lale, sümbül, karanfil, narçiçeği) çiçekler ile hançer yapraklardan meydana gelen bezeme tarzı kendini göstermiş ve klasik Osmanlı saray halıları üslubunu oluşturmuştur.
Sadece sarayda ve özel atölyelerde değil fabrikalarda da halı üretilmeye başlanmıştır. 19.yy çeşitli fabrikalar kurulmuş saray ve çevresinin tekstil ihtiyacını karşılamakla beraber halıda üretilmiştir. Bunların ilki II.Mahmut döneminde Feshane olarak açılan fabrikadır. 1854 yılında halı üretmeye başlamıştır. İkinci ve daha ünlü olan bir fabrika ise Hereke Fabrika-i Hümayun’dur. 1891 yılından itibaren halı üretmeye başlamış ve neredeyse bütün ihtiyacı karşılamıştır. Osmanlı’nın son dönemine kadar üretimi devam etmiş ve sonrasında da adından söz ettirmiş bir marka haline gelmiştir.
Osmanlı çok geniş topraklara yayıldığı için diğer bölgelerdeki halılarını ve farklı ülkelerin halılarını da sipariş yoluyla temin etmiştir. Arşivlerdeki siparişlerde istenilen her şey ayrıntılı bir şekilde verilmiş hatta örnekler bir çuha özerine işlenmiş (motiflerde bozulma olmaması için) ve bütün işlerin bırakılıp saray halılarının bir an önce dokunması emredilmiştir.
Son olarak 19.yy da Batı tarzı saraylar inşa edilip dekorasyonu yapılınca Avrupa’dan halı sipariş edilmiş. Mobilyalarla halıların desenlerinin uyumlu olmasına dikkat etmişlerdir.
Sonuç olarak
incelediğim metnin Osmanlı Dönemi’nde sarayda bulunan
sanat teşkilatlarının ne denli özenli ve işlerini şansa bırakmadan
çalıştıklarını her detayı belirtip ortaya kusursuz bir eser çıkarmaya
çalıştıkları belirtilmiştir. Makale genel olarak Osmanlı’nın başından sonuna
kadar halı üretimini, teşkilatları, ustaların özenle seçilmesi ve denetlemesi,
hem en nadide ürünlere sahip olmasına hem de halı desenlerinin çeşitlenmesine
ve halıcılığın gelişmesine nasıl katkı sağlandığını açıklamıştır.
Fotoğraf 4: Osmanlı Saray Halısı
Fotoğraf 5: Osmanlı Saray Halısında Hatayi Motofi