Geç Dönem Osmanlı Camilerindeki Duvar Resimleri
Geç Dönem Osmanlı Camilerindeki Duvar Resimleri
18.yüzyıl Osmanlı sanatının Batı etkisine girdiği bir dönemdir. Bu dönemde özellikle barok, rokoko süslemeleri görülmektedir. Camilerin tezyinatında, sütun ve kemerlerde ve dahi plan tiplerinde de Batı etkisi görülmektedir. Özellikle III.Osman döneminde yapılan Nur-u Osmaniye Camii batılı üslupların en belirgin olduğu yapılardan biridir. Klasik üsluptan biraz daha uzaklaşıldığı bir dönemde barok ve ampir üslup Osmanlı sanatına aynı dönemlerde girmiş ve gelişme göstermiştir. Osmanlı sanatçıları ve mimarları batılı motifleri olduğu gibi almayıp kendi kültür ve estetik anlayışlarına göre yorumlamış iki medeniyetin zevkini harmanlayarak özgün bir tarz ortaya çıkarmışlardır. Bu sebeple ki barok sanatı Osmanlı Baroğu diye anılır. Avrupa ampirinde görülen hayvan figürleri Türk ampirine girememiş motifler ampire uygun ancak Osmanlı zevklerine göre gelişme göstermiştir.
Duvar resimleri ise genellikle mimari yapıların iç ve dış duvar süslemelerinde tavanlarda, kubbe kasnaklarında görülür. Aslında bu kültür Türklerde Uygurlardan beri olan bir sanat anlayışıdır. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde de hem sivil mimari hem de dini mimari kalem işi/duvar resimleriyle süslenmiştir. Osmanlı Dönemi’nde özellikle 18.yüzyılda Lale Devrinde başlayan batılılaşma sırasında çiçek, vazo ve meyve temaları natüralist üslupta işlenmiştir. Önce bu tür küçük natürmortlar çizilmiş ardından manzara resimleri yapılmaya başlanmıştır. Hem İstanbul’da hem Anadolu’da hem de Balkanlar’da bu örnekleri görmekteyiz.
Fotoğraf 2: Uygur Dönemine koşan at freski
Geç dönemde Osmanlı camilerindeki bitkisel konulu duvar resimlerinde ilk olarak İstanbul’da bulunan Altunizade Camii’nin örneklerine değinelim. Caminin kubbesi, pencere içleri, pandantifleri, mahfilin çıkıntılı balkonunda kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Pastel renkler kullanılarak yapılan bezemelerde barok-rokoko, ampir üslupları kullanılmış. Kubbe tezyinatına bakıldığında kubbe 8’i ince 8’i kalın olmak üzere 16 parçaya bölünmüş, ortasında hat yazısı bulunmaktadır. Kalın olarak dilimlerin içine baktığımızda 18.yy süslemelerinde görülen vazo içindeki natüralist tarzda yapılmış çiçek motiflerini görmekteyiz. Vazo motifinin etrafında barok-rokoko stilize bitkisel motiflerle ve ampir üslûbuna ait unsurlarla tasarlanmış bir bezeme yer alır. İnce parçalar da damarlı mermer görüntüsü verilmiştir.
Fotoğraf 3: Altunizade Camii Kubbe tezyinatı Fotoğraf 4: Altunizade Camii Kubbe detayı
Anadolu örneği ise Giresun’da
bulunan Hacı Abdullah Halide Camii bezemeleridir. Geç dönem süsleme anlayışı
merkezde bulunan yapıların dışında da görülmüştür. Caminin süslemeleri 19.
Yüzyıla tarihlenir. Girişteki yuvarlak kemerli niş şeklindeki alınlık
uygulaması bu dönem kilise ve camilerinde görülen bir uygulamadır. Ancak yapıya
asıl özellik veren bezemeler mihrabın içinin, tüm duvar yüzeyinin kök boyalarla
yapılan resimlerde boş bırakılmayacak şekilde alt pencere hizasından üst örtüye
kadar bezenmiş olmasıdır. Aslında yöredeki camilerde daha geleneksel motifler
ve yazı kuşakları kullanılırken bu yapıda natüralist üslup kullanılmıştır.
Duvar resimlerinde İstanbul esintileri görülmekle birlikte İslam sanatlarında
da kullanılan hurma, tuba, selvi ağaçlarıyla birlikte bazı panolarda birer
saksı içine yerleştirilmiş limon ağaçları da görülmektedir. Meyve ağaçlarının
yaprakları stilize olarak yanlara açılır şekilde, meyve ve çiçek resimleri
çizilmiştir. Az da olsa hayali bitkiler de çizilmiştir.
Fotoğraf 6:Hacı Abdullah Halide Cami bezemeleri
Bir diğer yapı ise Balkanlarda
Makedonya’da bulunan Alaca Camii bezemeleridir. Caminin karakterini oluşturan
19.yüzyılda yapılan iç ve dış duvar yüzeylerindeki süslemelerdir. Caminin giriş
tepesindeki tavan saçağında ve cephe boşluklarında kıvrımlı motifler yer alır.
Kubbesinde barok sanatında kullanılan stilize edilmiş bitkiler, pencere
arasında vazo içinde çiçek motiflerinin renk çeşitliliği yoğun bir şekilde
verilmiştir. Camide kullanılan süsleme kompozisyonu Türk-İslam motiflerinden
uzaklaşmış batılı üsluba yakınlaşmıştır. Aktarılanlara göre yapıda çalışan
sanatçıların Türk sanatına yabancı oldukları anlaşılmaktadır.
İncelediğim makalenin sanat
tarihine katkısı; Osmanlı Devleti toprakları içinde yer alan farklı bölgelerde
bulunan şehirlerdeki yapılarda eş zamanlı bir değişim ve farklılaşma
yaşandığını kanıtlamış olmasıdır. Yapılardaki süsleme biçimleri merkezden
uzaklaştıkça daha basit şekillerde yapılmıştır. Bunun sebebi asıl süsleme
biçimlerine uzak olmalarıdır. 18-19.yüzyıl yapılarında görülen süslemeler Avrupa
stiline benzese bile içerik-kompozisyon her şehirde farklılaşmıştır. İslam’daki
tasvir yasağından dolayı insan ve hayvan betimlemelerine yer verilmediği net bir
şekilde ortaya konulmuştur. Bununla birlikte bütün yapılarda özellikle dönemin
bir sembolü haline gelen vazo içinden çıkan çiçek süslemelerinin yoğun olarak
kullanıldığı belirtilmiştir.