Emevi Dönemi Dini Mimaride Süsleme
EMEVİ DÖNEMİ DİNİ MİMARİDE SÜSLEME
Emevi
Dönemi dini mimari eserlerindeki süsleme özelliklerine bakıldığında; bitkisel
motifler, geometrik desenler, stilize bitki motifleri, İslam sanatında çeşitli
anlamlara gelen motifler ve bağlantılı olduğu coğrafyalara ait motif ve
süslemeler de bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli manzara resimleri ve Emevi
mimarisinden farklı konut yapıları da resmedilmiştir. Bütün bu süslemelere
değinebileceğimiz Emevi Dönemine ait üç mimari yapının süslemeleri
anlatılacaktır. Bu yapıları şöyle sıralayabiliriz;
1-
Kubbet’üs-Sahra
2-
Mescid-i Aksa ve
Fotoğraf 1:Kubbet’üs-Sahra Kuşak yazısı ve süslemeler
Filistin’in Kudüs şehrinde bulunan Kubbet’üs-Sahra İslam’ın bilinen ilk kubbeli yapısıdır. 691 yılında Halife Abdülmelik bin Mervan tarafından Kudüs’te bulunan kutsal kayanın üzerine yaptırılmıştır. Emevilerin ilk anıtsal yapısı olan Kubbet’üs Sahra süslemelerinde Bizans ve Sasani etkileri görülür. [1] Plan itibariyle iç içe geçmiş sekizgenlerden oluşur. Sekizgen planlı, içeriden de merkezi daireli bir yapıdır. Merkezi bir plana sahip olan yapıda kayayı çevreleyen bir çift koridor ve sekizgen bir kasnak üzerine oturan kubbe yer alır. İki galeriden oluşan harimin ilk galerisi 8 büyük ayak, 16 sütun ve 24 kemerden oluşmaktadır. Galerinin üst örtüsü düz damdır. İkinci galeri ise merkezi kubbeli mekandır. Dört ayak ve on iki sütunun taşıdığı, genişliği 20,44 m çapında ve 35 m yükseklikte kubbe ile örtülür.
Süsleme
özelliklerine baktığımız zaman içi ve dışı oldukça yoğun süsleme özellikleri
gösterir. Her iki tarafta zeminden kubbeye kadar tezyin edilmiştir. İç ve dış
süslemelerde kullanılan renkli mozaikler tabiatçı bir üslupla bitkisel ve
geometrik desenli olmakla birlikte genellikle yeşil, sarı ve lacivert renkleri
kullanılmıştır. Müslümanlar için oldukça kıymetli olan bu mekanı birçok
padişah, devlet adamı hem onarmış hem de dönemlerinin en güzel süsleme
biçimlerini bu mekanda uygulatmışlardır. Örnek olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın
yaptırdığı onarımlar sırasında mozaikler, İznik çinileriyle değiştirilmiştir. [2]
Ayrıca camide Emevi, Abbasi, Zengi, Eyyübi, Memluklu ve Osmanlı dönemine ait
süslemeler yer almaktadır. Bunlar mozaik, taş, ahşap ve kalem işi
süslemelerdir.
Kasnağındaki
geometrik bitki motiflerinin ve İslamî hat sanatının işlendiği vitray ve
revzenle süslenmiş 16 pencere ile cephe duvarlarındaki 40 pencere ile iç mekan
aydınlanmaktadır. [3]
İç
mekandan başlamak gerekirse biraz önce değindiğim sütunlar yeşil ve kırmızı
somaki mermerlerden oluşmakla birlikte kenger yapraklı, yaldızlı sütun
başlıklarıyla sonlanmıştır. Ancak kemerler devşirme sütun başlıklarına doğrudan oturmaz.
Korent-kompozit başlıklı antik sütunlar arasına kabartma süslemeler yapılmış
altın yaldızlı bronz levhalarla kaplı kalın kirişler yerleştirilmiştir.[4] Kemerlerde iki
renkli taş işçiliği bulunur. Ayrıca kasnak pencerelerinin üzerinde de bölüntülü
bir şekilde kubbeyi çevreleyen yazı kuşağı yer alır. Kubbe kasnağı,
kubbe, kemerler arasındaki üçgen köşeliklerinde yer alan altın zeminli sarı ve
yeşil mozaikler mekanı canlı tutmaktadır. Kubbenin iç tezyinatında alçı sıva,
yaldız ve boya da kullanılmıştır. Motifler aşağı doğru genişleyen bir görüntü
izler. Kubbenin zemini kırmızı yuvarlaklar oluşturan bir desenle
hareketlendirilmiş, motifler bu yuvarlakların içinde kalmıştır.
Kubbet’üs-Sahra’nın bir özelliği de geç antik dönem ya da Helenistik döneme ait mozaiklerin yer almasıdır. Bu mozaik süslemelerinden bazıları kubbe kasnağında bulunan pencerelerin arasında vazo içinden çıkan çiçek motifleri dikkat çekmektedir.
İç kemer
yüzeylerinde yine aynı uygulama ile vazo tasarımları, asma yapraklar, üzüm
salkımları, vazodan fışkıran çiçekler ve ağaç dalları işlenmiştir. Bununla
birlikte Hıristiyan bazilikalarında ve pagan mabetlerinde yer alan ve Sasani
etkili bazı süsleme motifleri de kullanılmıştır. Örneğin; akantus yaprakları,
kenger, kıvrım dallar, sepet, bambu demetleri, zeytin, hurma ağaçları, bereket
boynuzları, çiçek, mücevher kompozisyonları. Bununla beraber simetrik motifler,
dalgalı kurdeleler Sasani tesiriyle olmuştur.[5] İç sekizgeni kaplayan
ve bütün bu motiflerin renklenmesi sağlayan pembe taş, cam ve sedef mozaiklerde
altın yaldızlı zemin üzerine mavi ve yeşilin hâkim olduğu yirmi beş çeşit renk
bulunmaktadır.
Kubbetü’s-sahre’nin
güneydoğu payesinin yanındaki 1 m. çaplı bir oyuktan on bir basamaklı bir
merdivenle inilir. Burada bulunan düz bir mermer blok üzerine işlenmiş mihrap,
ilk olma özelliğiyle İslâm sanat tarihi açısından büyük bir önem taşımaktadır.[6]
Dış cephelerine ve süslemelerine baktığımız zaman zengin bir bezeme ile karşılaşmaktayız. Alt duvarları pencere yüksekliğine kadar değişik renk ve desenlerdeki mermerlerle yukarı kısmı ise çinilerle kaplanmıştır. Yuvarlak kemerli alçı kafesli, vitraylı pencereler oldukça ince işçiliğe sahiptir.
Köşelikleri bitkisel motiflerle süslü olurken iç kısımlar geometrik desenlerle donatılmıştır. Yıldızlar, kare, eş kenar dörtgen, dikdörtgen gibi geometrik desenler alçı pencere üzerine işlenmiştir. Köşelerde kalan sağır niş biçimde pencerelerde bulunmaktadır.
Kubbe kasnağının da çinilerle kaplı olduğunu görmekteyiz. Burada İsra suresinden ayetler yazmaktadır. Alt kısımda kalan mermer levhaların üzeride geometrik motiflerle hareketlendirilmiştir.
Kubbe kasnağının dış yüzeyini saran bu yazı kuşağı 126 m. uzunluğunda lâcivert zemin üzerine altın yaldızlı kûfî mozaik kitabe İslam’ın mimari yapılardaki bilinen en eski yazısı H.72 tarihlidir. [7]
Ayrıca süslemelere ek olarak dış cephede
çoğunlukla ayetlerin yazılı olduğu kufi yazılar ve geometrik desenler
kullanılmıştır. Örneğin; Orta sekizgenin dış
frizinde mozaik kûfî hatla yazılmış yazı kuşağında besmele, kelime-i tevhid,
Hz. Peygamber’e salavatla ilgili Ahzâb sûresinin 56. âyeti, İsrâ sûresinin 111.
âyeti, İhlâs sûresi ve binanın yapımıyla ilgili kitâbe, iç frizinde ise Hz.
Îsâ’ya salât, teslîsi ve hıristiyan inancını reddeden Âl-i İmrân sûresinin
18-19, 51. ve Ahzâb sûresinin 56. âyetleriyle Ehl-i kitaba dinde aşırı
gitmemelerini ve Allah hakkında gerçek olmayan şeyler söylememelerini emreden
Nisâ sûresinin 171-172. âyetleri yer almaktadır.[8]
Üst pencerelerin kenarları
da çinilerle kaplıdır. Bu çiniler Kanuni dönemine aittir. Siperliğin üst
kısmında da yine sülüs hat ile yazılmış
Yasin suresinin yazılı olduğu çini bir yazı kuşağı bulunur. Bu yazı kuşağının
kitabesi de vardır. 1876 tarihi ve Hattat Mehmed Şefik ismi okunmuştur.
Yapının her duvarında
pencere aralarına yağmur sularını yapıya değdirmeden akmasını sağlayan
çörtenler konulmuştur. İç mekana giriş için her cephenin eksenine bir tane
olmakla birlikte toplamda dört kapı yerleştirilmiştir.
Ana giriş kapısının üzerinde
sekiz sütuna oturan bir saçak bulunur. Kapıların isimleri vardır. Bu isimler
kuzeyden itibaren; Bâbü’l-cenne, Bâbü’s-silsile (Bâbü İsrâfîl, Bâbü’n-nebî
Dâvûd), Bâbü’l-kıble ve Bâbü’l-garb’dır.[9]
Plan 1
Fotoğraf 5: Hacer-i Mualâk altındaki Nebi Mescidi ( Hasan Mert Kaya)
Mescid-i Aksa Camii ya da diğer adıyla bilinen Kıble Mescidi,
Kubbet’üs-Sahra ile aynı avlu içinde, güneyinde yer almaktadır. 709-714 yılları arasında ilk kez inşa ettiren Emevi halifesi Abdülmelik b. Mervân ya da Halife Velid dönemlerinde yaptırılmıştır.[1] Taç kapısı olduşça büyük, abidevidir. Dışa taşkın bir şekilde yapılan kapıyı iki büyük ayak üzerinde oturan sivri kemer oluşturmaktadır. Sivri kemeri kaval silme ve zikzaklı silmeler çevrelemiştir. Köşelik ve alınlık kısımlarında sütuncelerle ayrılmış ikişer sivri kemerli nişler bulunur.
Yapı dikdörtgen planlı olup bazilikal üslup özelliklerini göstermektedir. Tam dokuz girişi bulunur, 7 si kuzeyde sahınlara girecek şekilde yerleştirilmiştir.
Mihraba dik uzanan sahınları, mihraba paralel olan bir sahın tarafından bölünmüştür. Bu sebeple harimi T biçiminde kesmiş ve diğer sahınlardan daha büyük olmuştur.
Kıble duvarına paralel sahın
ile ortadaki geniş ve dikey sahının kesiştiği yerde, mihrap önü kubbesi yer
almaktadır. Mihrap önü kubbesini, dört ayak ve kemer bağlantısı taşımaktadır.
Kubbenin kasnağında 8 pencere bulunmaktadır. Pencere araları ve kubbe içi altın
sarısı zeminin üzerine bitkisel motifler ve stilize edilmiş desenler
bezenmiştir. Kemer köşeliklerinde fil gözü motifi yer almıştır.
Caminin taşıyıcılarına
bakıldığında kare formlu, taş iri fil ayaklarıyla ve mermer sütunlardan
oluşmaktadır. Taş sütunlar antik döneme ait devlşirme malzemeler olurken mermer
sütunlar 20.yy da yapılan restorasyonda eklenmiştir.[2]
Başlıkları ise akantus yapraklı sütun başlıklarını andırmakla birlikte zemini
dantela gibi işlenmiş ve dışa taşkın şekilde yuvarlak kabartmalar eklenmiştir.
Sütunların üzerinde büyük kemer açıklıkları yer alır. Bu açıklıklardan tavana
kadar olan kısım üzerine yuvarlak kemer formlu açıklarlar eklenerek hem görüntü
açısından hareketlendirilmiş, hem de taşıyıcı sistem hafifletilmiştir.
İlk minberi Nureddin Zengi
tarafından yaptırılmıştır. Minber sedir ağacından, fildişi ve sedef
kakma ile süslenmiştir. Kapısının üzerinde görkemli bir tâc vardı. Ancak 1969
yılında Siyonist bir kişi tarafından çıkan yangında bu tarihi minberde
yanmıştır. Günümüzdeki minber 2007 yılında aynı malzemeler kullanılarak eski
tarihi minbere benzer bir yeni bir minber yapılmıştır.[3] Bu minber
ayrıntılı bir ahşap işleme ve geçme tekniğiyle hazırlanmış, ceviz ağacından,
sedef kakmalıdır. İnce bir işçilik gösteren minberin giriş kapısı ve tacı
stilize edilmiş desenler, rumi, palmet ve kıvrımlı dallardan meydana gelirken,
aynalık bölümü altıgen, dörtgen ve farklı stillerdeki yıldız motifleriyle
bezenmiştir.
Yapıda tezyinatı ile dikkat çeken en görkemli mekan mihrap duvarıdır. Duvarı inlediğimizde baştan ayağa kalem işi, çini ve yaldız ile bezendiğini görürüz. Bitkisel ve geometrik motifler kullanılarak duvar hareketlendirilmiştir.
Dışa taşkın mihrabında renkli taş ve mermer malzeme kullanılarak süslenmiştir. Çifte sivri kemeri, mihrap nişini sınırlayan sütuncelerin üzerine oturmuştur. Mihrap alınlığında bir kitabe yer alır. Yine bu duvarda alçı kafesli yuvarlak kemerli dar ve geniş pencereler yer alır.
Dış cephelerinin süslemesi yoktur ancak üç sıra pencere düzenlemesine sahiptir. En altta dikdörtgen biçiminde demir kafesli, ikinci sırada sivri kemer içine alınmış alçı pencere, en üst sırada ise üçerli gruplar halinde oluşturulmuş alçı pencereler yer almıştır. Alçı pencereler geometrik desenlerle süslenmiştir.
Minare ise
kulevari bir biçim gösterir. Kareler halinde yükselen yapı yukarı doğru
daralır. İlk iki katında dikdörtgen içine alınmış pencereler yer almıştır.
Şerefenin bulunduğu yer bir korkulukta belirtilmiş olup saçakla örtülmüştür.
Ayrıca üst kısmında bulunan oval kısmının yüzeyi sivri kemerli silmeli
açıklıklarla hareketlendirilmiştir.
Fotoğraf 7:Mescid-i Aksa Mihrap Duvarı Fotoğraf 8: Kıble Mescidi Tavan Süslemesi
Fotoğraf 9: Kıble Mescidi Kuşak yazısı Detayı (Hasan Mert Kaya)

Fotoğraf 10: Kıble Mescidi Hz.Ömer Mihrabı (Fotoğraf: Hasan Mert Kaya)
Son olarak Halife Velid tarafından 704-715 yıllarında ilk devlet camisi olarak yaptırılan Şam Emevviye (Ümeyye) Camii’nin süsleme özelliklerini anlatacağım. Yapısı itibariyle enine dikdörtgen planlı, mihraba paralel uzanan üç sahınlı üzeri kırma çatıyla örtülü, mihrap önü kubbesi olan bir harim ve bunu kapsayan üç tarafı revaklı bir avlusu bulunur. Harimde üç mihrap yer alır. [1] Ayrıca iki katlı kemer düzenlemesi yapıyı oldukça dikkat çekici kılar.
Caminin ibadet mekanının duvarları ile avlusunu çevreleyen revakları içten ve dıştan mozaiklerle süslenmiştir. Bu mozaiklerde; göklere yükselen ağaçları, coşkun akan suları, Şam'ın manzaraları ve diğer İslâm ülkelerinin çeşitli manzaraları tasvir edilmiştir. Bu mozaiklerle yaldızlı camlar ve mermerden oluşan geometrik süslemeler ahenkli bir şekilde bir araya getirerek İslâm Sanatının ihtişamını gösteren en önemli örneklerden biridir.
Böylece Şam Emeviyye Camisi’ndeki mozaik süslemeler tabiatı Allah’ın yarattığı haliyle teşmil etmektedir.[2] Diğer mozaikler ise revak duvarları(arkası) kemer köşelikleri ve içlerinde vardır. Konuları ise nehir suları, manzara eşliğinde evler, ağaçlar, çeşitli hayal ürünü motiflerdir.
Avluda şadırvan ve Kubbetü’l hazne ( Beytü’l mal) bulunur. Emevi Camiisi zengin mozaik süsmelerine ev sahipliği yapar. Bu mozaikler Beyt’ül Mal yapısının üzerinde ve giriş kapısında yer almaktadır. Bu yapı korint başlıklı sütunların taşıdığı sekizgen planlı üzeri kubbe örtülüdür. Yapının her yüzü yoğun bezemelerle doldurulmuştur. Manzara tasvirli, vazo içerisinde kıvrılan yapraklar Helenistik izler taşırken hurma ağaç tasvirli mozaiklerle bir kültür harmanlaması görülür. Alt kısımlarında ise Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen cennet tasviri olan altlarından ırmak akan köşkler mozaiklerle resmedilmiştir. Altın zemin üzerine yeşil, sarı, mavi, kırmızı, mor renklerinin yoğun kullanıldığı mozaikler güneş vurdukça renklerin çeşitli tonları görülür.
Fresko biçimindeki bazı çizimlerde Çin-Japon etkisi olan Pagoda’lar bazılarında ise katlı kemerli Bizans yapıları görülmektedir. Özellikle taç kapısının bulunduğu ön cephesindeki mozaikler dikkat çekmektedir. Göklere yükselen ağaçları ve yaprak bezemeleri, geometrik motifler daha çok cennetten alınan tasvirlere benzer. Bütün bu kompozisyonlar mozaiklerle gösterişli bir biçimde aktarılmıştır. Burada manzara, Bizans mozaikklarında olduğu gibi, figürlere sadece çerçevelik etmez, başlıca rolü oynar. Tabiatın bu tarzda tasviri, bizi daha çok helenistik resme götürmektedir. Genel olarak bakıldığında boyamalar Yunan, Evler Bizans ve Uzakdoğu, sekiz köşeli yıldız, rozet ve filiz kullanımı ise Asur’a aittir.[3]
Fotoğraf 11: Şam Emevi Camii Taç Kapısı(İlk camilere ilham olan bir plan tipolojisine sahip olmakla beraber enine genişleyen bir görünüm sergilemektedir.)
[1] Talib Yazıcı, EMEVİYYE CAMİİ, TDV İslam
Ansiklopedisi, Cilt 11, syf.108-109, 1995, İstanbul
[2] Suut Kemal Yetkin, İslam
Mimarisi, Ankara Üniversitesi
basimevi, 1965
[3]1.Sınıf İslam Sanatı Dersi Notlarından yararlanılarak yazılmıştır.
[1] Nebi Bozkurt, TDV İslam Ansiklopedisi, Mescid-i Aksa, Cild 29, syf.268-271, Ankara, 2004
[2] Mescid-i Aksa Rehberi (Harem-i Şerif) http://www.passia.org/media/filer_public/67/73/67730ca8-a5ec-4c08-a9e5-a574688852b6/aqsa-tr-compressed.pdf
[3] Mescid-i Aksa Rehberi (Harem-i Şerif) http://www.passia.org/media/filer_public/67/73/67730ca8-a5ec-4c08-a9e5-a574688852b6/aqsa-tr-compressed.pdf
[1] (Arseven, C. E., Türk Sanatı Tarihi…, 1928).
[2] Nebi Bozkurt, Kubbet’üs-Sahra, TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
[3]http://www.passia.org/media/filer_public/67/73/67730ca8-a5ec-4c08-a9e5-a574688852b6/aqsa-tr-compressed.pdf
[4] Nebi Bozkurt, Kubbet’üs-Sahra, TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
[5] Suut Kemal Yetkin, İslam
Mimarisi, Ankara Üniversitesi basımevi,
1965
[6]Nebi Bozkurt, Kubbet’üs-Sahra, TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
[7] Nebi Bozkurt, Kubbet’üs-Sahra, TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
[8] Nebi Bozkurt, Kubbet’üs-Sahra,TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
[9] Nebi Bozkurt, Kubbe’üs-Sahra, TDV İslam Ansiklopesi, Cild 6, syf. 304-308, 2002, Ankara
Plan 1: https://www.gzt.com/infografik/arkitekt/sekli-a-kubbetus-sahra-4159
Fotoğraf 1 :https://x.com/fikriyatcom/status/1584160208326168578/photo/1
Fotoğraf 4:https://x.com/Mecra/status/1213464851110072320/photo/2
Fotoğraf 6: https://x.com/Mecra/status/1032201038751784961/photo/1
Fotoğraf 8: https://x.com/fikriyatcom/status/1815338499178127500/photo/1