Avrupa Sanatında Rönesans Dönemi - Leonardo Da Vinci
LEONARDA DA VİNCİ ESERLERİNDEN BİR
GRUP
Asıl adı Leonardo di ser Piero da
Vinci olan sanatçı, 1452 yılında İtalya’nın Toskana Eyaletine bağlı Vinci
kasabasında dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda aritmetik ve matematik öğrenmeye
başlamış ve hocalarıyla tartışmalar yapmıştır. Daha sonra müzik ile ilgilenmiş
ve başarılı olmuştur. Leonardo’nun en bilinen özelliklerinden biri de
istikrarsız olmasıydı. Ancak bu süreç içerisinde bırakmadığı tek şey resimdi.
Babası aracılığıyla ünlü ressam Verrochio’nun yanında eğitim alması sağlanmıştır.Bu
atölye’de yetişen birçok kişi Leonardo gibi Rönesans’ın ustaları olmuştur.
Sadece resim alanında değil, heykel, rölyef çalışmalarıyla mimari çizimlerde
yapmıştır. Aynı zamanda bilimsel çalışmaları; anatomi, matematik ve mühendislik
alanında çalışmalar yapmış ve birçok kitap yazmıştır. Günümüze ulaşan 13.000
sayfadan oluşan notlardan 7000’i okunabilmiştir. Bunun sebebi Leonardo da
Vinci’nin notlarını sağdan sola ve tersten yazması. Bu da notlarını ancak aynayla
okunabilir hale getirmiştir. Bu konudaki bir iddia solak olduğu için bu şekilde
yazmayı tercih etmesidir. [1]
- ESERLERİ
SON AKŞAM YEMEĞİ
İtalyan’ın Milano kentinde, Santa Maria Della
Grazie Manastırı’nın yemek salonunda bulunmaktadır. 1495-1498 yıllarına
tarihlenen eser sanat tarihinin en ünlü resimlerinden olmuştur. Resmin konusu
İsa’nın havarilerine ‘’ İçinizden biri bana ihanet edecek’’ dediği o anı
resmederek resminde bir hareketlilik oluşturmuştur. Sanki İsa sözünü yeni
bitirmiş ve havariler tartışmaya başlamıştır. Eser hem düzenli hem de ortamda
bir telaşın olduğunu hissettirir bir şekilde yapılmıştır. Resmi incelediğimizde
havarilerin üçerli gruplar halinde bölündükleri görülür. İsa merkezde yalnız
bir şekilde beklemektedir. Resimde perspektif uygulanmış ve arkaya, pencereye
doğru bir daralma olmuştur. Havarilerin hepsi Antik Yunan filozofları gibi
gösterilmiştir. Bu genel olarak Rönesans sanatının Antik Yunan ve Roma sanatına
sürekli gönderme yapması ile ilgilidir. Odanın ışığı loş olarak verilmiş ve
bütün dikkat figürler üzerine çekilmiştir. İsa’nın başı merkez alınmış ve her
köşeye eşit uzaklıktadır. Figürleri inceleyecek olursak resimde birçok sembolle
karşılaşırız. Örneğin bu resim için geçmiş ve geleceği bir arada anlatıyor da
denilebilir.
İsa’nın bize göre solunda bulunan figür
Yuhanna, diğer adıyla genç Yahya, İsa yakalanıp çarmıha gerildikten sonra uzun
süre yas tuttuğu bilinmekte. Burada da üzgün ve başını eğmiş bir biçimde tasvir
edilmiş.[1]
İsa’nın açıklamasına tepki vererek merakla ona
doğru hareket eden Aziz Petrus’un elinde bıçak vardır. ‘’Son Akşam Yemeği’’
yendikten sonraki gün İsa’yı yakalamaya gelen Romalı askerlerden birinin
kulağını o bıçakla kesecek. Petrus ve Yuhanna’nın önünde yüzünün sadece yarısı
görünen sakallı ve daha koyu tenli figür ise Yahuda İskariot. İsa’yı ele
verdiğini sembolize etmek için elinde bir para kesesiyle resmedilmiş. Diğer
havariler ise daha sessiz geriden olanları dinlemeye çalışır bir şekilde tasvir
edilmiştir. Yine, dış mekana açılan üçlü pencere dizilişinden ortadaki büyük
olan, İsa’nın arkasında adeta bir hale gibi yer almakta ve İsa’nın resmin odağı
haline gelmesine yardımcı olmaktadır.[1]
İsa’nın sağına bakıldığında işaret parmağını
kaldırmış bir figür görünür. Bu havarinin adı Şüpheci Thomas’tır. Böyle
anılmasının sebebi ise İsa’nın yeniden diriliş olayına şahit olmadığı için
inanmayıp kendi ellerimle İsa’ya dokunursam inanırım dediği içindir. Yani
geçmişte olan bir olay sembolik olarak ‘’ana’’ aktarılabilmiştir. Burada
ressamın İncil’e çok hakim olduğu anlaşılmaktadır. Resim tempera tekniği ile
yapılmıştır.
MONA LİSA
Mona Lisa tablosu en bilinen portre tablosudur.
Floransalı zengin ipek tüccarı Francesco de Giocondo’nun karısı olduğu
bilinmektedir. Eser Mona Lisa ismi harici La Gioconda veya La Johonde olarak da
bilinir. 1503- 1504 yıllarında başlamış ve 1507 yılında tamamlamıştır. Tablo
bugün Paris’te Musee du Louvre da sergilenir. Eser kavak bir pano üzerine
çalışılmış yağlı boya portresidir. Boyutu ise oldukça uygundur. (77 cm x 53 cm)
Leonarda bu eseri Sfumato tekniği ile yapmıştır. Uygulaması zor ve sabır
gerektiren bir tekniktir. Bu teknikte keskin dış çizgiler yumuşatılmış, renkler
çizgi gibi değil bir sis bulutu gibi verilmiştir. Bunu ilk kullananda Leonarda
da Vinci olmuştur.
Resmi incelediğimizde bu tekniğin en çok arka
manzara da kullanıldığını görmekteyiz. Arka daha flu gibi olduğundan öndeki
figür daha dikkat çekici bir konuma gelmiştir. Eserin bir diğer özelliği de
Rönesans resim sanatının kurallarından biri olan piramidal formda oluşudur. Göz
yormadan resmi incelememizi sağlar. Yenilikçi özelliklerinden biri de eserin
yağlı boya ile yapılmasıdır. Yağlı boyayı tahta üzerine uygulamış, gerçekçi ve
mistik bir Rönesans eseri ortaya çıkmıştır. İlk bakıldığında yüz ifadesinin
anlaşılamaması ile ünlü olan resim gizemli bir hal almıştır. [1]
Mona Lisa’nın kaşlarının olmayışı 16.yüzyıl
modasıdır. Dikkatli bakıldığında başında ince siyah bir tül vardır, o dönem
kıyafetlerinde sıklıkla kullanılan bir parçadır. Sfumato tekniği özellikle Lisa
Gherardini’nin yüzünde, gözlerinin ve ağzının çevresindeki yumuşak kontürlamada
görülebilir. Oturuşa bakıldığında aslında farklı bir yere dönük olan Lisa yan
oturmuş, yüzü ve göğsü ressama dönüktür.
Eserin ünlü olmasındaki en büyük etken ise 1911
yılında müzeden çalınmış olmasıdır. Bu olaydan sonra eser bulunmuş ve çeşitli
yerlerde sergilenmiş bu sebeple tanınırlığı artmıştır. [2]
KAYALIKLAR
BAKİRESİ (VİRGİN OF THE ROCKS)
Günümüzde
National gallery Londra’da bulunan 1483- 1486
yıllarında ahşap üzeri yağlı boya tekniği ile yapılmıştır. Resimde merkezde kayalıklara
oturan Meryem, sağındaki bebek İsa, solundaki bebek ise Aziz Yuhanna
(Yahya)’dır. Aslında bu dönemde tahtta oturma geleneği varken sanatçı bir
kayanın üzerinde resmetmiştir. Leonardo, Meryem’in sağ eliyle Yahya’yı hafifçe
öne çıkarırken, sol elini de açarak, korumak istercesine İsa’ya doğru uzatmış
olarak tasvir etmiş. Yahya, elleriyle İsa’ya tapınırken, İsa ise onu kutsar.
Bebek İsa’nın hemen arkasında duran kadın figürü, Gabriel (Cebrail). Sahneyi karanlıkta bırakarak sadece kişiler
üzerine vuran ışık, resme ruhani bir anlam kazandırmaktadır. Kayaların olduğu
göçük ve uzakta kaybolan dağlar resme bir zaman ve mekan sonsuzluğu kazandırmıştır.[1]
MÜJDE (THE ANNUNCİATİON) – 1475
Panel üzeri tempera ve yağlı boya ile yapılan eser 1475
yılında tamamlanmış olup günümüzde Floransa’daki Uffizi Galerisi’nde sergilenmektedir.
Resimde Leonardo da Vinci, Meryem’i ve İsa’nın
geleceğini müjdeleyen Cebrail’i tasvir etmiştir. Resme hocası Verrocchio başlar
ama eserin çok büyük kısmını Leonardo da Vinci tamamlar. İncil’den resmettiği
ilk eserdir. Meryem resmin sağ tarafında yer alır ve antik sanata bir gönderme
niteliğindeki kabartmalı ve resim yüzeyine dik yerleştirilmiş masanın arkasında
oturmaktadır. Meryem’in arkası mimari bir öğeyle sınırlanmıştır. Resmin sol
tarafında ise Cebrail bulunmaktadır. Figürler ön planda dörtgen bir kompozisyon
içerisindedirler. Doğa ayrıntılı bir şekilde, figürler yine doğanın içinde yer
alan bir kompozisyon ile işlenmiştir. Doğa ilgisi, tüm Rönesans sanatçılarının
genel bir özelliğidir. Eserdeki perspektif, simetri ve geometri Floransa
sanatında uygulanan biçimde verilmiştir.[1] Arka
planda ise, gün ışığının gelişini önleyen ağaçlar üçlü gruplar halinde sıralanmıştır.
Sağda ise bulutlara doğru uzanan kayalık dağlar ve liman manzarası
görülmektedir. Arkadaki eşik, meleğin yüzü, kutsal işareti yapan sağ eli ve sol
elinde tuttuğu leylaklar iyi seçilebilsin diye kesintiye uğratılmıştır. Meryem’
in önünde bir sandık gibi duran masadaki süsleme dikkat çekmektedir.
GİNEVRA DE BENCİ’NİN PORTRESİ (PORTRAİT OF GİNEVRA DE BENCİ
)– 1475
Banker olan Benci ailesi, Leonardo’nun yakın
arkadaşlarındandı. Bu tabloda teknik, üslup ve anlayışın mükemmel uyumu dikkati
çekmektedir. Resimde Hollandalı ressamların yaptığı gibi, üççeyrek yüz denen
tarzı tercih ettiği görülüyor. Resme nereden bakarsanız bakın kadının size
baktığını görürüsünüz. Objenin vücudu resmin ön planında, eğik duruştaki başı
izleyene dönüktür. Gözleri kayıtsız bir şekilde ileriye bakmaktadır. Başın
arkasındaki ardıç ağacı (doğruluk ve erdemi temsil eder) çelenk görünümündedir.[1] Bu eser günümüzde Washington D.C’deki National Gallery’de
sergilenmektedir. [2]
İSANIN VAFTİZİ (THE BAPTİSM OF CHRİST)
Eser 1472-1475 yıllarında Panel üzeri
tempera ve yağlı boyama tekniği ile yapılmıştır. Leonardo Veroccihio’nun
atölyesine girdiğinde çalışmalar yapmış, yeni çalışması da bir sınav
niteliğinde olan hocasının İsa’nın vaftizi adlı bir resim tablosunda hünerini
gösterecekti. Resmin üzerine bir melek figürü resmeden ressam hocasının
beğenisini almıştır.[1]Resmi
incelediğimiz de İncil’e göre, Ürdün’deki Şeria Irmağı kıyısında
Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edilen İsa’nın arınmasını anlattığını görürüz.
Sağda tasvir edilen Vaftizci Yahya’dır. Sağ eliyle İsa’yı vaftiz eden Yahya’nın
sol elinin altından sarkan kuşakta Latince “Ecce Agnis Dei” yazar, “Tanrı’nın ışığı üzerinde olsun” manasına
geliyor. Resmin en üstünde bir çift el tarafından özgür bırakıldığı görülen
altın renkli ışık halkasıyla beyaz güvercin, Tanrı’yı simgeler. Gri renkli bir
başka güvercin de sağdaki ormanlık alana doğru gitmektedir. En solda duran iki
melek ise yardımcı meleklerdir. Leonardo’nun, ustası Verrocchio ile ortak
yaptığı resimdir. Soldaki meleği, meleklerin üzerindeki kırsal manzaranın bir
kısmını Leonardo yapmıştır ve meleğin giysisine ilk kez siyah rengi de ilave
etmiştir. Oysa Verrocchio’nun yaptığı sağdaki melek klasik tarzda parlak mavi
elbise giymektedir. İki meleğin başları ve saçları arasında da farklılık
görülmektedir. Ustasının yaptığı Vaftizci Yahya’nın kaba hatlarının tersine,
Leonardo’nun yaptığı İsa’nın çizgileri çok incedir.[2]
VAFTİZCİ YAHYA
( ST. JOHN THE BAPTİST)
Panel üzeri yağlı
boya tekniğinde yapılan resim 1516 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde Paris’de
bulunan Musee du Louvre de yer almaktadır.
Mona Lisa tablosunda görülen o belirsiz, gizemli gülümseme bu tabloda da
görülmektedir. Göklere doğru işaret eden St. John ( Vaftizci Yahya ) vaftiz ile
kurtuluşun önemini belirtir. Burada
figüre vurgu yapmak için sanki boyayla değil de bir ışık aracı ile
aydınlanıyormuş görüntüsü verilmiştir.
Bu resimde de sfumato tekniği kullanılmış ve resmin hiçbir noktasında
net çizgiler kullanılmamıştır. Sisli bir görünüm arz edern tabloda manzara
kullanmamasının sebebi ışığın doğal olduğunu vurgulamaktır. İncil’de geçen ışık
karanlıkta parlar ifadesine atıf yapmıştır. [1]
MERYEM ÇOCUK ISA ve ANNA ( The Virgin and Child with St.Anna)
1510 yılında, 168x130 cm boyutlarındaki eser ahşap üzeri yağlı boya tekniğiyle yapılmıştır. Saint Anne Hıristiyan ve İslam kaynaklarına göre Hz. Meryem’in annesi ve İsa peygamberin anneannesidir. St. Anna birçok kilisenin duvarında nakşedilmiş olup Floransa’daki Santissima Annunziata Kilisesinin yüksek duvarlarını süslemek için hazırlanmıştır. Kutsal aile çalışması olarak bilinir. Soy ağacını niteler şekilde kucağına otururken tasvir edilmiştir. [1] Figürler yine doğa içerisindedirler. Meryem, annesi Azize Anna’nın kucağında oturmaktadır ve resmin sağ tarafında kuzuya doğru uzanan çocuk İsa’yı tutmak için öne doğru eğilmiştir. Derinliği olan arka planın önünde çizilmiş figürlerden oluşan resim son derece doğaldır. Yine sfumato tekniği başarıyla uygulanmıştır. İsa’nın elindeki kuzu kurbanlık paskalya kuzusudur. Ayaklarının birbirine girmiş gibi işlenmesi ve çakıl taşlarının ayrıntılı bir şekilde işlenmesi Leonardo’nun doğayı resme yeteneğinin göstergesidir. [2]
ANGHİARİ SAVAŞI (THE BATTLE OF ANGHİARİ)
Leonardo da
Vinci’nin bu eseri 1505 yılında yapılmış ve günümüzde Paris’te bulunan Musee do
Louvre de sergilenmektedir. Anghiari
Savaşı Floransalılarla Milanlılar arasında 1452-1519 yılları arasında yaşanan
savaşı anlatan resimde her ne kadar şaha kalkan atların
ve savaşçıların yüz ve beden hareketlerinin dinamizmi Leonardo’nun resim
dehasını yansıtsa da boyama ve gölgeleme tekniğinin ona ait olmadığı
anlaşılmaktadır. Eser, boyalar bittiği için bitirilemediği aktarılmıştır. Uzun
yılar bir duvarın arkasında saklı kalmış ve sonra gün yüzüne çıkmıştır. [1]
DAĞINIK
SAÇ (LA SCAPİGLİATA)
La Scapigliata “dağınık
saç” anlamına gelir. Leonardo bu resimde kadının dağınık
saçlarını yansıtmıştır. Boynu eğilmiş bir kadın hafif fırça dokunuşlarıyla
tasvir edilmektedir. Bu tablodaki çizim Kayalıklar Bakiresi’ndeki Hz. Meryem’i
andırmaktadır. Bu sebeple o eser için model olabildiği düşünülür.[1]
ARNO VADİSİ MANZARASI
Eser 1473 yılına tarihlenir. Konusu ise
Floransa’nın Arno Vadisi’dir. Doğayı resmetmeyi seven Leonardo bu çizimi küçük
yaşlarda yapmıştır.
Eser 1500 yılında yapılmıştır. Hz. İsa’nın tabloda Salvator Mundi olarak betimlendiği eser panel üzerine yağlı boya ile yapılan 66 cm’lik resimde İsa elinde bir küre kompozisyonu ile verilmiştir. . Dünyanın kurtarıcısı olduğuna inanırlar. belden yukarısını tasvir eder. Eserde İsa Mesih karşıya bakıyor ve Rönesans dönemi cübbelerini giyiyor. Leonardo, figürü İncil’in tarif ettiği şekilde çizmiştir. İzleyiciye sabit bir şekilde bakar, kumral, hafifçe sakallı, sol elinde kristal bir küre tutan ve sağıyla iyi niyet sunan bir adam.
Eser 1489-1490 yılları arasına tarihlenir ve ünlü ressamın dört kadın portresinden biridir. Pano üzerine yağlı boya olarak yapılmıştır ve günümüzde Polonya, Krakow'daki Czartoryski Müzesi'nde sergilenmektedir. Eserde yer alan kadının Milano dükü Sforza’nın metresi Cecilia Galerani olduğu düşünülmektedir. Başı sağa dönük kadın gözlerini tablo dışında kalan bir noktaya odaklamıştır. Leonardo’nun üstün anatomi bilgisi ve insan duygularını tabloya aktarabilme becerisi bu eserde fazlasıyla ön plana çıkmıştır. Ayrıca kadının kucağındaki kakımın en küçük detaylarına kadar yer vermesi onun muhteşem yeteneğinin ufak bir kanıtıdır.[1]
Eser ahşap pano üzerine yağlı boya tekniği ile yapılmıştır. St.Jerome’nin orta çağ Avrupasın sık resmedilmesinin sebebi İncil tercümesi yapmasıdır. İbranice metinleri Latinceye çevirmiş ve kabul görmüştür. Aziz’in Suriye çöllerinde geçirdiği günleri resmeden Leonardo eseri 1480 yılında yapmıştır. Sol göğsünde derin bir yara izi bulunan figürün elinde açık renkli bir taş vardır. Bu St. Jerome kendine taşla vurarak günahlarına karşılık bir ceza , bir nevi günah çıkarma ayinidir. Gözlerini en sağda yer alan haça dikmiş ve kayalıklarda oturur bir şekilde tasvir edilmiş. Eğimli duruşu azizin tanrıya olan teslimiyetini simgeler.St.Jerome’nin kendi anlattığına göre çölde aslanlarla yan yana gezmiştir. Bu sebeple resimde aslan ile çizilmiş. Aslana kıvrak bir vücut çizen ressamın anatomi konusunda daha iyi konuma geldiği gözlenir. Resimdeki ayrıntılara bakıldığında kayalar arasında bir kilise ve göl seçilir. [1]
[1] https://bilgihanem.com/leonardo-da-vinci/#leonardo-da-vincinin-en-unlu-15-eseri
[1] http://www.leblebitozu.com/leonardo-da-vincinin-15-tablosu-hakkinda-mutlaka-bilmeniz-gerekenler/
[1] https://denizabatay.wordpress.com/eserleri/
[2] http://www.leblebitozu.com/leonardo-da-vincinin-15-tablosu-hakkinda-mutlaka-bilmeniz-gerekenler/
[1] https://denizabatay.wordpress.com/eserleri/
[1] http://www.leblebitozu.com/leonardo-da-vincinin-15-tablosu-hakkinda-mutlaka-bilmeniz-gerekenler/
[1] http://www.leblebitozu.com/leonardo-da-vincinin-15-tablosu-hakkinda-mutlaka-bilmeniz-gerekenler/
[1] http://www.leblebitozu.com/leonardo-da-vincinin-15-tablosu-hakkinda-mutlaka-bilmeniz-gerekenler/
[1] SADIK, Celil, ‘’Uygarlığın Ayak İzleri’’ Rönesans’tan Barok Döneme Sanat Dehaları, syf.25-36, Epilasyon yayınları, 2019
[1] SADIK, Celil, ‘’Uygarlığın Ayak İzleri’’ Rönesans’tan Barok Döneme Sanat Dehaları, syf.17, Epilasyon yayınları, 2019