Değişime Dair






       Son zamanlarda duymaya alışık olmadığımız, dikkatimi çekmeyen ve daha önce aklımıza gelip cümlelere dökemediğimiz şeyler duyup yaşıyoruz. Hayat, herkesin başına gelebilecek şeylerin bir gün bizi de bulabileceğini hatırlattı. Sürekli düşünerek plan yapmaya çalışmak, şu kadar gün içinde bu kadar işi bitireceğini kararlaştırmak -sanki karar mercii insanın kendisiymiş gibi- ve bir aksilik olunca yerinden dahi kıpırdamak istemeyen insanlara dönüşmeye başlamışız. Dilimizden düşürmediğimiz tefekkür etmek, inanmak, Allah'a havale etmek, O'na bırakmak ve insanın gönlünü rahatlatan o cümle ''teslim olmak'' meselesini bir türlü gerçek anlamda idrak edememişiz. Hala kontrol etmeye, her ayrıntıyı düşünmeye devam ediyoruz. Bilmiyorum bu sancılı durum ne zaman bitecek. Ya da gerçekten alışabilecek miyim? Düşüncesi bile güzel. Ancak insan güvende hissettiği ve sevildiğinden emin olduğu yerde çok düşünmez diye hayal ediyorum. Sevilmiyor ya da güvenmiyor değilim elbette ama aradığım şey özgürce sevmek, saklamadan, azaltmadan, ''lütfediyorum bak sana'' demeden... Onu da bilmiyoruz galiba, sevmeyi. Düşünüyorum da çoğu insan da böyle. Acaba sevmeyi mi bilmiyorlar yoksa sevgiyi göstermenin bir acizlik olduğunu mu düşünüyorlar? Sanırım bu soruya hiçbir zaman istediğim cevabı alamayacağım, çünkü herkes haklı. Herkes istediğinin duygularıyla oynamak, istediği gibi davranmakta özgür, ben hariç. Ama bazen ne oluyor biliyor musun? Elimde olmadan karşımdaki kişinin bana karşı aldığı tavra göre bazen aynı şekilde ona karşılık veriyorum. İşte o zaman her hatam yüzüme vuruluyor. Halbuki o bunu bana defalarca yapmıştı, ben affetmiştim diyorum. Sahi affedince siliniyor mu? Affedince aynı hataları ilk defa yapmış gibi mi sayıyorlar kendilerini. Ama bu korkunç.

- İnsan değişmeli. Her ne olursa olsun değişmeli. Yaşadığımız her an bize iyi ya da kötü bir şeyler katıyor. Biz ne kadar fark etmesek de tavırlarımızda bir değişikliğe yol açabiliyor. Bu sebeple en çok kendimize dışardan bakmayı başarabilmeliyiz. Kim ne derse desin insanın kendine güzellikler katarak değişmesi harika bir olay. Bazı olaylara karşı eskiden verdiğim tepkilere nazaran daha ılımlı, yapıcı konuşmalar yaptığımda ''bu sen değilsin, kendin gibi davran'' ya da ''ne oldu sana?'' gibi söylemlerle insanlar ''neden değiştin, biz aynı şekilde devam etmeni, aynı hatalı düşüncelerle yoluna gitmeni istiyorduk'' diyormuş gibi geliyordu.  Onlara cevaben ''artık yaş alıyoruz olaylara farklı açılardan da bakabilmemiz gerekiyor, hem değişmek farklı bir insan olmak gibi kendini yeniden keşfediyorsun'' diyordum. İnsanlar ezberledikleri özellikler bozulsun istemiyor. Böylece konfor alanları da bozulmamış olacak. Bu sebeple kararlı bir biçimde yolumuza bakıp onları yeni biz ile tanışmaya davet etmek zorundayız, ''kendi konfor alanımız için.''

 






- 31.03.2022 - 



Ivan Aivazovsky Gün Ağarırken İstanbul - 1856




Popüler Yayınlar