NURUOSMANİYE KÜLLİYESİ





NURUOSMANİYE KÜLLİYESİ


                                                                      Fotoğraf 1 

Barok sanatının en çok hissedildiği yapı olarak bilinen Nuruosmaniye Külliyesi şehrin merkezi bir konumunda İstanbul’un ikinci tepesi üzerinde yükselmektedir. Kapalı Çarşı’ya komşu olan hatta avlu kapısının çarşıya açıldığı cami 18.yüzyıl eseridir. Külliyenin yapımına I.Mahmut döneminde 1748’de yılında başlanmış ancak Sultan Mahmut ölünce yapıyı yerine gelen kardeşi III.Osman tarafından 1755 yılında tamamlanıp 5 Aralık günü açılmıştır.[1] Yapıya Nur-ı Osmani ismini veren III.Osman hem hanedanın adını hem de kendi adını yaşatmıştır. Kitabesi bulunur.

                                                                 Fotoğraf 2

Nuruosmaniye Camii minaresinden Kapalıçarşı ve Beyazıt Camii (Cemil Şahin)

Yapının mimarı Rum asıllı Simeon Kalfa, bina emini ise Ahmet Efendi’dir. Külliye cami, hünkâr kasrı, medrese, kütüphane, türbe, sebil, çeşme, aşhane-imaret ve dükkânlardan meydana gelmiştir. Kapının solunda sebil, sağ tarafında çeşme, oval planlı bir kütüphane ve türbe, güneyde medrese ve terasın altında kalan 142 dükkan ve imaret külliyenin içindedir. Dış avluda bulunan yan mahfillerin iki kat halinde altta sütun üstte payelere oturan kemerleri dalgalı barok karakterindedir. [2]

(F: Mehmet Berksan)

Cami dış avlunun kuzey batısında yer almıştır. Cephelerin süslemesinde profilli büyük askı kemerleriyle hareketlendirilmiştir. Dış cephesinin görünümünde hem geleneksel unsurlar hem de barok özellikler bir arada kullanılmıştır.

Tamamen mermer kaplı olan camiye dış avludan yelpaze şeklindeki merdivenlerle çıkılan revaklı avludan ulaşılmaktadır. İç avlu tam anlamıyla dönemi yansıtmaktadır. Türk sanatında ilk defa görülen avlu yarım yuvarlak şeklinde yapılmıştır. Şadırvanı olmayan avlunun sütunlarını birbirine bağlayan kemerler yuvarlaktır. [3] İyonik başlıklı 12 sütunla taşınan kemerlerin üzeri 14 kubbe ile örtülmüştür. Avlu duvarlarında alt kısımda dikdörtgen kenarlı nişlerle, c ve s kıvrımlı kemerli nişler yer alırken üst kattaki pencereler kafeslidir.


Abdest muslukları dış avludadır. İki şerefeli, yüzeyi derin yivli ve taş külahlara sahip iki minaresi bulunmaktadır. Dış mimarisindeki hareketlenme, ayrıntılı işçilik, profiller, motiflerdeki ‘’c’’ ve ‘’s’’ kıvrımları, minare külahları, şerefelerinde bulunan süslemeler, kapı nişlerinde bulunan soyut süslemeler yapıyı diğer eserlerden ayırmakla birlikte barok sanatının karakteristik özellikleri olarak görünmektedir. Ayrıca yapıda bulunan süslemelerden dalgalı yay kemerler, istiridye biçimli kavsara, akant yaprakları ve iyonik benzeri sütun başlıkları Avrupa’dan farklı bir anlayışla yapılmış ve Türk barok üslubu ortaya çıkmıştır.

Fotoğraf 4

Batılılaşma dönemindeki sanatçılar hem Avrupa sanatını hem de klasik sanatı harmanlayarak özgün bir sanat ortaya çıkarmışlardır. Barok, rokoko ve ampir üslupları olduğu gibi alınmamıştır. Form ve özellikler açısından benzese de içerik ve anlam olarak gelenekselleşmiş bezemelerde kullanılmıştır. 


(F: Mine Yamaç)

Yapıda klasik üslubun sivri kemerleri değil yuvarlak kemerler kullanılmıştır. Kapıların kavsara kısımlarındaki mukarnasların yerini dilimli, deniz kabuğu formundaki kavsaralar almıştır. Nuruosmaniye Camii’nde dikkat çeken taraf ise Osmanlı mimarisinde özellikle dış cephede alışmış olduğumuz sadeliğin yerini hareketlendirilmiş dış cepheler ve yabancı motiflerle farklılaşmasıdır.

Fotoğraf 5 

Fotoğraf 6 

Cami, mihrap duvarı ve avlu planıyla klasik dönem yapılarından kendini ayırmaktadır. Harim mekanı Osmanlının geleneksel özelliğini taşıyan kare planlı, dört büyük ayak tarafından taşınan 25,75 m çapındaki tek kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi desteklemesi açısından dört adet ağırlık kulesi yerleştirilmiştir. Kubbe taşıyıcıları ise pandantiftir.

(Fotoğraf: arkeolojisanat)

Kubbenin ortasındaki istiflenmiş hat yazısında Nur Suresi-35.ayetinde geçen ‘’Allah, göklerin ve yerin nurudur.’’ ifadesi yazmaktadır.

(Fotoğraf: arkeolojisanat)

Fotoğraf 7 

Fotoğraf 8

Geç dönem cami yapılarına bakıldığında birçoğunun mihrap duvarının dikdörtgen bir şekilde çıkıntılı olduğu görülmektedir. Ancak bu yapıda yine farklı olarak mihrap duvarı çıkıntısı da oval bir plan göstermiştir.[1] Ayrıca mihrabı mermer malzemelidir. Mihrap duvarının üzeri yarım kubbe ile örtülmüştür. Yarım kubbenin içi barok tarzı süslemelerle boşluk kalmayacak şekilde bezenmiştir. Sarı, yeşil ve kırmızı renklerinin yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir. 

Mermer mihrabın süslemelerine bakıldığında profillendirilmiş ya da yivli dediğimiz sütunceler tarafından kuşatılmıştır. Kavsarası klasik üsluptan çok farklı bir şekilde yorumlanmış ve kavsara kemeri dilimli bir görünüm almıştır. Niş kısmının hemen üzerinde ters bir şekilde çizilmiş akant yaprakları sütuncelerle ayrılmıştır. Kavsara köşeliklerinde deniz kabuğuna benzer motifler yer almaktadır. Mihrabın kitabesinde Al-i İmran Suresi 37.ayette geçen ‘’Küllemâ dehale aleyhâ zekeriyyal mihrâb’’ ( (Zekeriya) onun (Meryem'in) bulunduğu mihraba her girdiğinde (yiyecekler) bulurdu. ) ifadesi yer almaktadır. Bu ayet Osmanlı döneminde gelenekselleşmiş bir şekilde mihrap üzerine yazılmıştır.


(Fotoğraf: arkeolojisanat) 

Burada bulunan alçı pencereler revzen-i menkuş olup daha Avrupai bir görünüm sergilerler. (Aslanapa,1986) Pencerelerdeki desenler mermer mihrap ve minberinin üzerindeki motifler barok süslemeler ile bezenmiştir. Minber yan aynalığında farklı renkteki mermer kıvrımlı bir görünüm sergiler.

Camide yükselen hatlar hakimdir, pencerelerin çok olması sebebiyle ışık almaktadır.  Beş sıra halinde 174 pencere iç mekanı aydınlatır. Pencereler alçıdan ve barok tarzda yapılmıştır. Alt pencereler dikdörtgen şeklinde ve ahşap kapakları bulunmaktadır. Pencerelerin alınlık kısımları dilimli kemerlerle sınırlandırılmış ve içlerine madalyonlar halinde hat yazıları yerleştirilmiştir. Büyük olan madalyonların çevresi de dilimlidir.

Fotoğraf 9

Caminin dışı gibi içi de oldukça süslüdür. Camide Türk sanat geleneğini devam ettiren en önemli bezemeler içeride ve dışarıda farklı yerlerde görülen, dönemin en iyi hattatları tarafından yazılmış kitabe ve yazılardır.[2] Özellikle kubbedeki kalem işli hat yazıları ve mihrabın üzerinin başlayarak bütün harim mekanını çevreleyen bir hat kuşağı bulunmaktadır.  Tam 115 metre uzunluğunda, Hattat Mumcuzâde Mehmed Efendi tarafından Fetih Suresinin tamamı ince ince işlemiştir. Kopmaksızın devam eden kuşak tek olmasıyla önemlidir. Bunlarla birlikte pandantifler içinde bulunan yazılı madalyonlar dışındaki bütün süslemeler barok tarzındadır.

Fotoğraf 10

Klasik dönemde cami kütlesinden ayrı yapılan hünkar kasırları 18.yüzyılda artık yapıya bitişik bir şekilde inşa edilmeye başlanmıştır. Ana giriş kapısının üzerinde müezzin mahfeli, yanlarda mahfiller, mihrabın so­lunda ise büyük bir rampa ile çıkılan ve oda­ları bulunan altın yaldızlı bir Hünkâr Mah­fili bulunmaktadır.[3] Balkon kısmının altın rengi şebekeleri üzengi konsollarına kadar uzanmaktadır. Üst kısımları kemer görünümündedir. Mahfil sütunlarla taşınan dalgalı kemerlerle sınırlandırılmıştır. Hünkar mahfilini taşıyan kemerlerin yanında mermer malzemeli vaaz kürsüsü bulunmaktadır.

  
Fotoğraf 11-12

Fotoğraf 13

Kesme taş malzemeli olan kütüphanenin altında bir bodrum katı bulunur. Ders ve okuma salonu bulunan yapının salonu köşeli olmasıyla birlikte oval biçimde ve dört serbest sütunun taşıdığı kubbe ile örtülüdür.[4] İki yarım kubbe ile desteklenmiştir. Batısında kitapların bulunduğu odaya yuvarlak kemerli kapı ile giriş sağlanır. (Eyice,264-266)

Hemen yanında önünde üç bölümlü revakı olan türbe bulunur. Ancak Türbe’de I.Mahmut ve III.Osman’ın kabirleri bulunmaz. Sultanların Validesi Şehsuvar Sultan ve bazı şehzade kabirleri bulunmaktadır.

Medresesi yuvarlak kemerli kubbeli revaklarla çevrili kare bir avlusu bulunur. Avlu etrafında farklı büyüklükte on iki öğrenci odası kubbe ile örtülmüş ve kapıları içeri doğru açılmaktadır. Girişin ekseninde dershanesi bulunur. Vakfiyesinde yazı öğrenimi şartı olduğu için meşk odası bulunmaktadır. [5] Medrese Osmanlı mimarisini yansıtır.

Kapalıçarşı & Nuruosmaniye Camii (F:Mustafa Tayfun Özcan)

İmaret ise medresenin batısına bitişiktir. Küçük avlunun etrafında sıralanan yemekhane, fırın, mutfak ve diğer odalar bulunur. İmaretin bacaları kule şeklinde ince ve uzun görünümlüdür. [6] Ayrıca güneyinde iki köşe hafif pahlanarak şekillenmiş ve birer kapı ile medreseye ve mutfağa açılmaktadır. Avlularda dikkat çeken bir unsursa kemerlerin daralıp uzun tutulmasıdır.

Sebili kapalı çarşının çıkış kapısının solunda üç gözlü ve madeni şebekelidir. Kurşun kaplı kubbe ve saçaklar ise ahşap malzemelidir. Sebil ve çeşme Türk Barok sanatının zarif örnekleri olmuştur. Şebekelerdeki süslemeler barok üsluplu olup güzel bir şekilde yansıtılmıştır.

(Fotoğraf: gezginvizör) 

18.yüzyılda artık klasik dönemde yapılan külliyeler kadar büyük yapılar inşa edilmiyordu. Nuruosmaniye Camii Batılılaşma dönemi eserlerinin içindeki en büyük yapı topluluğu olduğu için ayrıca bir önem taşımaktadır. Her ne kadar Avrupa sanatından etkilenilmiş olunsa da bu sanat Türk sanatıyla harmanlanmış ve ortaya Osmanlı Baroku denilen üslup çıkmıştır. Tam anlamıyla batılı eserlere benzemeyen yapı özgünlüğünü korumaktadır. Selatin camileri içinde yeni bir üslubu başlattığı da söylenebilir.

Fotoğraf 14

2013 yılındaki restorasyonda caminin altı temizlenmiş ve su sarnıcına benzeyen 12 odalı 19 ayrı bölümü olan bir mahzen bulunmuştur. Burası geçici sergi ve etkinliklerle kullanılmaya başlanmış.

                                                       Fotoğraf 15: Nuruosmaniye Mahzeni 

 

 

 


KAYNAKÇA

Aslanapa, Oktay, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 390-393

Eyice. Semavi, Nuruosmaniye Külliyesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 33, syf. 264-266, İstanbul, 2007

Kuban, Doğan, Türk Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme, İstanbul 1954, s. 27-28.

Tahsin Öz, İstanbul Camileri,  C.I, s.111, Ankara, 2015

İnternet kaynağı

https://tr.pinterest.com/pin/344806915213673768/

Fotoğraf 1: https://ar.pinterest.com/pin/714313190931514516/

Fotoğraf 2: https://mozartcultures.com/osmanlinin-ilk-barok-camisi-nuruosmaniye/

Fotoğraf 4:https://x.com/hnisamalay/status/1923451341537497563

Fotoğraf 5:https://x.com/cultureartislam/status/1919780124842483851/photo/1

Fotoğraf 6: https://x.com/WorldScholar_/status/1916949196407439686/photo/1

Fotoğraf 7: https://x.com/enesvanli05/status/1803117758831337644/photo/1

Fotoğraf 8: https://x.com/enesvanli05/status/1782411510490251554/photo/1

Fotoğraf 9: https://x.com/maylayfsnatyors/status/1917296814317011255/photo/1

Fotoğraf 10: https://x.com/cultureartislam/status/1898373033166856664/photo/2

Fotoğraf 11-12: https://x.com/istdinliyorum/status/1922759869817553050

Fotoğraf 13:https://x.com/hnisamalay/status/1923451341537497563/photo/3

Fotoğraf 14: https://x.com/mimarisozluk/status/1924898758396952985/photo/1

Fotoğraf 15: https://x.com/lawzeg_/status/1921656164342784289/photo/2

Ders Notu Kaynağı

Sanat Tarihi 4.Sınıf, Geç Osmanlı Mimarisi Ders Notu, III.Osman Dönemi Mimarisi Notlarından alıntılanmıştır.



[1] Doğan Kuban, Türk Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme, İstanbul 1954, s. 27.

[2] Eyice. Semavi, Nuruosmaniye Külliyesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 33, syf. 264-266, İstanbul, 2007

[3]  Tahsin Öz, İstanbul Camileri, c.I, s.111, Ankara, 2015

[4] Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 390-393

[5] Eyice. Semavi, Nuruosmaniye Külliyesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 33, syf. 264-266, İstanbul, 2007

[6] Aslanapa, ‘’Osmanlı Devri Mimarisi‘’1986 



[1] Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 390-393

[2] III.Osman Dönemi Mimarisi-Ders Notları

[3] Eyice. Semavi, Nuruosmaniye Külliyesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 33, syf. 264-266, İstanbul, 2007

Popüler Yayınlar