ara not
İşte burada ilk kabul başlıyor;
"böyle olması gerekiyormuş" diyoruz uzun bir sorgulamadan sonra. Bunu kabul etmeyince bir kısır döngü kuşatıyor her yanımızı bir türlü içinden çıkamıyoruz ve sorular biriktikçe aslolandan uzaklaşıp detaylarda boğuluyoruz.
Elbette doğru karar verebilmek, ferasetli davranmak, aklı selim insanlar gibi canımızı çok da acıtmadan doğru kararı verebiliriz. Ancak manevi durumumuz buna müsaade etmiyor. Bu durum genelde acıdan pişmiş ve artık başka bir yerden bakabilen insanlarda oluyor.
Derviş misali diyor ablam buna,
"Allah dostları böyle hissedermiş".
Cennete özlemimiz de bu sebeple sanki endişeden ve kaygıdan uzak bir yaşamı arzuluyoruz. A'râf suresi 49. ayette de zikredildiği gibi "..(ve cennet ehline dönerek): «Girin cennete; artık size korku yoktur ve siz üzülecek de değilsiniz» (derler)." Verdiğimiz sözü unutmadan yaşayabilir, hatalarımızdan ders çıkarıp müstakim olan yolu kendimize yoldaş edinirsek bir umut bize de bu huzur nasip olabilir.
Tabii aradığımız o huzura yakın bir hissi burada bulabilecek miyiz bilmiyorum ancak Rabbim "dünyadaki cennetimiz" diyebileceğimiz eşler, dostlar nasip etsin ve imtihanımızı kolaylaştırsın..
(Olanı kabul edip olmayana takılmamak gerektiğini dinleyip temaşa ettik yıllarca, onu da unutmadan şükrederek ve elimizdekinin kıymetini bilerek yaşamak en büyük arzumuz olmalı.. selametle 🌿)